Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023/8935 E. ve 2024/5067 K.

yazar:

kategori:


DAVA : Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.

    Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    KARAR : I. DAVA

    Davacı-davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeğe hakaret ettiği evden kovduğunu, evlendikten sonra kadının Amatem de tedavi gördüğünü öğrendiğini, kadının komşusu ile uyuşturucu madde kullanımı konusunda aralarında mahkemelik bir olay olduğunu kadının ortak çocuğa ilgi göstermediği, sürekli bağırdığı ve kötü muamelede bulunduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

    II. CEVAP

    1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, eve sürekli geç geldiği, kadına hakaret ettiği, kadın ve çocukla ilgilenmediği, evi terk ettiğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, birleşen davanın kabulüyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

    2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin sabit bir işinini olmadığını, evi terk ettiğini, uygunsuz yerlere gittiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

    İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dosyadaki mevcut belge, kayıt ve görgüye dayalı tanık beyanı dikkate alındığında; davacı- davalı erkeğin eşine ‘sen delisin’ diyerek onu aşağıladığı, evi ve eşiyle ilgilenmediği, iş aramaya gidiyorum diyerek evden çıktığı, eve geç geldiği, evlilik birliğinin yükümlülüklerinden kaçındığı, devamlı iş değiştirdiği; buna karşın davalı- davacı kadının üçüncü şahıslar yanında eşinden sıkıldığını beyan ettiği, ‘zengin kocaya gideceğim’ dediği, eşinin ailesi için ‘kör baban, cahil annen’ var diye aşağılayıcı söylemlerinin olduğu, bu haliyle boşanmaya neden olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, tarafların eşit kusurlu lması nedeniyle kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararına olacağı gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulüne tarafların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK’in belirleyeceği ÜFE oranında artırılmasına ve kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF

    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

    İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri

    Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kişisel ilişki düzenlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, velâyet düzenlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf edilmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç

    Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1). alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ

    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

    Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri

    Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası takdiri ve miktarı, ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kişisel ilişki düzenlemesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

    Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, velâyet düzenlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe

    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

    Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulünün, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddinin, ortak çocuğun velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin ve kadın yararına hükmedilen nafaka miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    1. İlgili Hukuk

    6100 Sayılı Kanunu’nun 190. 194 üncü, 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri. 4721 Sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 336 ıncı, 323. maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9/3. 12 inci, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4/1-2 inici ve 6. maddeleri.

    1. Değerlendirme

    1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 Sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının T.’ya yükletilmesine,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden M.’ya yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.07.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.